kore etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kore etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4.12.2010

Nanta Cooking Show


Bugün Asya Çalışmaları bölümünden arkadaşlarla, Kore'den gelen "Nanta" grubunun şovunu izlemeye gittik. Gerçekten performansları inanılmazdı, ve hayatımda izlediğim en iyi gösteriydi diyebilirim. Kısaca açıklamak gerekirse de, konuşma olmadan, geleneksel Kore ritimlerinin komedi ve dramla birleşmesi denilebilir. Web sitelerinde böyle tanımlamışlar kendilerini. Sahnede hem dans, hem müzik, hem komedi, hem yemek pişirme, hem de tiyatroyu bir arada izliyorsunuz. İşin güzel kısmı ise interaktif olmaları. Seyirci ile zaman zaman diyalog içindeler ve gösteri herhangi sözsel bir şey içermediğinden dünyanın her yanından seyirciye açık bir gösteri. Fakat ufak tefek Türkçe sözcükler kullanarak gerçekten seyircileri şaşırtıp, eğlenceli vakit geçirmelerini sağladılar. Zaten şu an da dünya turu kapsamında gelmişler Türkiye'ye. Eminim yurtdışında insanlar bu gösteriye bir hayli para ödüyorlardır (ama ne kadara pahalı olursa olsun değer)! Fakat Türkiye'deki gösteri ücretsizdi. Girebilmek için yalnızca davetiye gerekiyordu. E davetiyeyi biz bulmayacağız da kim bulacak! =))

Bir daha Türkiye'ye gelirler mi bilmem. Ama siz siz olun, bu gösteriyi izleme fırsatını bulduğunuz anda kaçırmamaya bakın!

Fikir edinilmesi açısından trailer videosunu buradan izleyebilirsiniz.

13.11.2010

Kore'den gelen hediyeler ya da kediye doymak...

Pukhsinitha geldi ve gitti. Dolu dolu 3 gün geçirdik diyeceğim ama, yalnızca 1 gün dışarıdaydık. Gerçi evde olmak, zamanı dolu dolu geçirmeye engel mi sanki?

Neyse, ilk gün, otobüsün biraz rötar yapmasıyla, beklenen saatten 2 saat sonra buraya varabildi. Gelmeden önce benden bir kaç yemek yapmamı istemişti, onları hazırlayıp beklemeye koyuldum. Nihayet geldi ve ilk önce tıka basa yemek yedik. Yemek faslından sonra ise hediye faslına geçtik. Ben pukhsinitha'dan bir kaç bişey sipariş etmiştim (Kore'den). Onları getirmiş. Ayrıca kendi de bir sürü hediye getirmiş. Beni kedilere boğdu desem daha doğru olur aslında =)) "Kedili bişeyler" aşkım hala geçmedi, geçemez... Evde tonlarca kedili şey var ve ben hala yenilerini katmaya devam ediyorum. Arkadaşımın sayesinde, kedili kalemlik, kedili kalem, kedili stickerlar, kedili çanta, kedili ajanda ve kedili şemsiyem oldu! Şimdi düşünüyorum, "acaba kedili neyim yok?" diye... Sanırım ayakkabım yok =)) O da zaten çok alışılagelmiş bir şey olmadığından, sorun yok! Ama yine de "kedili şeyler" avım devam ediyor...

İkinci gün, odtü ormanlarını resmen işgal ettik. Bir sürü fotoğraf çekindik. Hiç olmadığı kadar güzel fotoğraflarımız oldu. Neredeyse o gün 6 saat Odtü'deydim (sabah da dersim vardı). Çıkışta arkadaşlarımızla yemek yemeye, oradan da bir şeyler içmeye gittik. Fotoğraf maceraları orada da devam etti. Ama günün en fotojenik şeysi, pukhsinitha'nın çantasıydı kesinlikle!!!


(Ve işte fotojenik çanta... Herkesi gölgede bıraktı)



Üçüncü gün, sabah kahvaltısından sonra, dışarı çıkmaya karar verdik. Sonra "amaaaaaan, bilmediğimiz yerler mi sanki!" diye vazgeçip, evde tembellik yaptık. Kahve neyin içtik. Ankara olmazsa olmazlarından, akşam eve Aspava'dan dürüm istettik. İlk defa bana bu kadar lezzetli geldi. Diğer insanların bulduğu kadar matah bulmam çünkü ben tadını. Yalnızca geleneği bozmamak için yerim... Yemekten 1-2 saat sonra, arkadaşımı uğurladım... İstanbul ve Kore onu bekler çünkü...

Kısacası uzun zamandır geçirmediğim kadar iyi vakit geçirdim onunla. Ben de bunalmıştım, yine de ufak tefek çıkıntılara kafamı takmayıp, eğlenmeme baktım. 3 gün böyle bitti. Kalan 3 gün Ankara'ya mecbur kalmak ve ardından 7 günlük bayram tatili... O kadar meşguliyet ve ödeve rağmen Ankara'dan uzak bir tatilin bana iyi geleceğini düşünüyorum. Şimdiden herkese iyi tatiller!