Herkes 2011 yazısı yazmış. Yeni yıl kutlamış, iyi dileklerde bulunmuş vs. Ben önce kendime iyi dileklerde bulunmak istiyorum. İnsanlara iyi dilek mesajları verip, kendim için olanları bölmek, paylaşmak istemiyorum. Zira bu seneye çok da mutlu girmedim.
Bir klasik olarak, yılbaşına bizim her seneki forum grubumuzla girdik. Bir çok eksik ve bir çok fazla kişiyle... Mekan olarak her sene gitmeyi reddettiğimiz arkadaşımızın evindeydik bu sefer. Tükürdüğümüzü yaladık. Gitmeyi reddetmemizin sebebi de evin uzaklığı, gece dönmenin zorluğu ve bir kaç kişinin başka evde kalmayı reddetmesi idi (bunlara ben de dahilim). Tüm bunları (kalmak hariç) göze alarak arkadaşımızın evinde toplandık. Diğer yıllardan farklı olan, bu sene biraz daha olgun bir yılbaşı geçirmemizdi. Daha usturuplu, daha yaşlı gibi... Çok içip sapıtan olmadı. Deli gibi eğlendik de diyemem... Ortalamaydı işte. En farklı şey gece 2 sularında arkadaşın bahçesinde mangal yakmaktı. Gecenin sonunda, saati farkettiğimizde 4 buçuk olmuştu. Ev sahibi o saatte taksi bulamayacağımızı söyleyip, orada kalmanın daha münasip olacağını belirtti. Benim için en korkuncu buydu. Ben kimsenin evinde yatamam ki! Hele de hazırlıksız gelmişsem! Neyse, odalar paylaşıldı, edildi, bana kalan, evin en alt katındaki fotoğraf stüdyosuydu. Isıtıcıyla, battaniyeyle, hırkadan imal edilmiş yastıkla idare ettim. 2011'in benim için boş, zor ve mutsuz geçeceğinin sinyaliydi bu belki de...
Arkadaşımıza gitmeden, dünyanın en güzel hediyesi olan boy boy fırça ve bir kaç renk akrilik boyaya kavuştum. O kadar mutlu olmuştum ki... Ama mutluluğum daim değilmiş. 1 gün sonra denemeye fırsat bulduğumda hiç bir şekilde boyamak istediğim zemin boyanmadı. Yarı saydam yarı boyalı oldu. Fırça izlerinden bahsetmiyorum bile... 2010 sonunda beni mutlu eden hediyeler, 2011 başında beni mutsuz etmeye yetti de arttı bile. Zira 2 gündür değiştirme çabaları, olmaması, bu konuda 2 insan arasında geçen gerginlikler vs... En güzel şeyler bile zaten memnuniyetsiz olan beni, memnun etmemeyi başardı. En değişik ve tebessüm ettiren şey ise biletime amorti çıkmış olmasıydı. Genelde bu tarz şans oyunlarında hiç tutturamam. Hep sıfır... 3 gün geçti, en güzeli buydu sanrım. (Amortiye bile sevinir olduk!)
Bu seneye zorluklar, düşünceler ve sıkıntılarla girdim. Uzun bir süre de böyle devam edecek gibi görünüyor. En azından ne yapacağımı, ne yapmayacağımı, yoluma kimlerle ya da kimlersiz devam edeceğimi biliyorum. Haaa, geçenlerde bir çılgınlık yapıp facebook listemdeki arkadaşlarımın yarısını "limited profile" yaptım. Keşke insan diye bir ırk olmasaymış da, dünya kedi köpekten ibaret olsaymış...
Sevgiyle kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder