Bu yazıyı çok daha önce yazmayı planlıyordum. Yazmamamın nedeni ise 2 albüme de 1 gün aralıklarla sahip olmam ve yalnızca ilk albümü dinlemiş olmam. 1. albümü sindirmeden 2.'ye geçemedim malesef!
Lunatic Soul, Riverside'ın vokalisti Mariusz Duda'nın solo projesi (yan projeleri de var ama Riverside ile tanınıyor). İlk albümü olan Lunatic Soul (evet albümle band ismi aynı) 2008'de piyasaya çıktı. Ben neden bu kadar geç farkettim bilmiyorum! Bu yeni projenin en büyük özelliği albümde elektro gitar kullanılmamış olması. Parçalarda etnik öğeler de bulmak mümkün. Bazı kişiler albümü Opeth'in Damnation'ına benzetmişler. Fakat ben bir alaka bulamadım doğrusu. Orada hem bol miktarda elektro gitar var, hem de duygu bakımından çok daha farklı. İki projenin de melenkolik olması bence bir benzerlik değil! Hem Mariusz Duda o kadar büyük bir adam ki, notalarıyla insanları nasıl vurabileceğini biliyor. Yani Mikael bok yemiş! İlk dinleyişte parçalar sizi çok vurmasa da, bir kaç dinleyişten sonra "ohaaaaaa" dedirtecek kıvamda. Haftalardır kopamadım! Parçalara ihanet etmemek adına 2. albüme de geçemedim bir türlü! Her dinlediğimde ayrı ayrı yerlere yolculuk ettim. Tarifsiz bir haz bu. Sonuna kadar da sömürdüm. Tüm parçalarını paylaşmak isterdim ama, gereksiz kalabalık olur, zaten dinlemek isteyen mutlaka ulaşacaktır bir şekilde. İlk olarak fikir edinmek isteyenler olur diye şu parçayı paylaşayım:
Nihayet 2. albümleri olan Lunatic Soul II'ye de geçtim bugün. Geçmez olaydım... Başka bir şey dinleyemiyorum! Bu kadar mı iyi olabilir bir albüm? Amca ne yapmışsın sen yaa! Öldürecek misin bizi? Ben şahsen gittim geri geldim... Her parça ayrı bir güzel! Hem de ilk dinleyişte bile yadırganmayacak, alışmayı bekletmeyecek cinsten. Müzikal anlamda son zamanlarda beni doyuran tek albüm oldu bu. İlk albümlerindeki ohalık derecesini kat kat katladı. Böyle başarılı adamlar oldukça sırtım yere gelmez benim. Bunlardan birincisi tabii ki Mariusz Duda, ikincisi Steven Wilson, üçüncüsü ise Dan Swanö. Böyle "front man"ler oldukça, "Music of the future will not entertain" olayı da ortadan kalkmış olur. Bu savı ortaya atan her ne kadar Steven Dayı olsa da... Bence 3'ü birleşsinler, bir grup kursunlar, ben de gidip bir yerlerden atlayayım artık! Neyse, ne diyordum, bu ikinci albüm cidden olayı aşmış. Biraz melenkolik şeyler keşfetmek isteyenlere ilaç gibi gelecektir eminim! Ben ki sözlere pek önem vermem (aldığım haz edebi değil, müzikal olduğu için), 2 albümün sözleri de gerçekten melodilerle çok paralel olmuş. Ben şiddetle tavsiye ediyor, 2. albüm için tek bir parça paylaşamayacağımdan, albüm teaser'ını yayınlıyorum. Buyrun efenim, fikir edinin:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder